ImageDetail.title

Snel
Süleyman Peygamber'in kudretli yüzüğü... Hikayeler onun cinlere, rüzgarlara ve hayvanlara hükmetme gücü verdiğini söyler. Ama bu gücün karanlık bir bedeli vardı, fısıltılarla anlatılan korkunç Yüzük, Süleyman'ın parmağında ışıldarken, etrafındaki dünya itaat ederdi. Ancak geceleri, Süleyman uykuya daldığında, yüzüğün üzerindeki kadim semboller titremeye başlardı. Sanki yüzüğün hapsinde tutulan varlıklar, efendilerinin zayıf anını kolluyordu. Bir gece, Süleyman derin bir uykuya dalmışken, yüzüğün üzerindeki altından kabartmalar yavaşça çözülmeye başladı. İçlerinden, duman gibi kara siluetler sızdı. Bunlar, Süleyman'ın emriyle zincirlenmiş en eski ve enKindred cinlerdi. Yüzüğün gücü zayıfladığında, kısa bir an için özgür kalmışlardı. O gece sarayı sessizce dolaştılar. Gözleri karanlık alevler gibiydi ve fısıltıları, taş duvarları bile ürpertiyordu. Hizmetkarların rüyalarına girdiler, onlara kabuslar fısıldadılar, içlerine Süleyman'a karşı bir nefret tohumu ektiler. Hayvanlar huzursuzlandı, ulumaları ve çığlıkları geceyi yırtıyordu. Rüzgar bile uğursuz bir şekilde esiyordu sanki, yüzüğün geçici olarak kaybettiği hakimiyetin yasını tutuyordu. Sabah olduğunda, her şey normale dönmüştü. Yüzük, Süleyman'ın parmağında yine hükümran bir şekilde parlıyordu. Ama o gecenin izleri silinmemişti. Hizmetkarlar arasında garip bir huzursuzluk yayılmıştı. Hayvanlar Süleyman'dan ürkekçe uzaklaşıyordu. Ve rüzgar, sarayın etrafında artık daha hüzünlü, daha tehditkar esiyordu. Söylentilere göre, Süleyman bu olaydan sonra yüzüğünden korkmaya başlamıştı. O muhteşem gücün, karanlık bir yüzü olduğunu anlamıştı. Yüzük sadece hükmetmekle kalmıyor, aynı zamanda hapsedilmiş kötülüklerin kısa süreliğine de olsa serbest kalmasına neden oluyordu. Ve her uyku, Süleyman için, yüzüğün karanlık sırlarının yeniden canlanma ihtimali taşıyan korkunç bir bekleyişe dönüşmüştü. Yıllar geçti ve Süleyman'ın kudretli yüzüğü bir efsane olarak kaldı. Kimse onu bir daha görmedi